FAYDALI BİLGİLER

Modern plastik, artık çoğunlukla eski evlerde bile kullanılıyor. Bu çelişkili değil mi?
Hayır. Bundan çelişki yok. Plastik pencereler eski yapılar için son derece uygundur. Eski yapıların pencereleri genelde yetersiz olmakta, dolayısıyla bu yapıların sahipleri diğerlerine kıyasla dahi yoğun bir şekilde modern malzemeler kullanmaktadır.
Bunu sayesinde evlerin en hassas yerinde son derece modern yapı fiziği olmakta, bu ev sakinlerini gürültüden korumakta, ısıtma ve tamirat masraflarını uzun vadeli olarak düşük tutmaktadır.
 
Son derece esnek olan sistem teknolojisi, pratikte her pencere şeklinin detaylara tamı tamına uygun üretilmesini mümkün kılmakta, dolayısıyla eski yapı şeklinin bozulmamasını sağlamaktadır. Ayrıca plastik profillerin termo plastik şekillendirme özelliği sayesinde her türlü kemer şeklinin inanılmaz şekilde ucuz olarak üretilmesi mümkün olmaktadır.
Pencere Nedir?

PVC kapı ve pencere sistemlerinin avantajlarından bahsetmeden önce tüm kapı ve pencere sistemleri üreticilerinin ortak sorunu olan yapılarda nem su buharı terleme ve yoğuşma konusu detaylı olarak incelenmelidir.

Binalar bir çok dış tesirlere maruz kalırlar. Hava sıcaklığı hava rutubeti hava basıncı havadaki buhar basıncı rüzgar sis yağmur vs.. gibi bu etkiler bir pencereden istenilen özellikleri tayin ederler. Bir pencereden istenilen nitelikleri şöyle sıralayabiliriz.

1. Ucuz olmalı 
2. Dayanıklı ve uzun ömürlü olmalı 
3. Renk değiştirmemeli bakım istememeli 
4. Isıyı iletmemeli enerji tasarrufu sağlamalı 
5. Sesi taşımamalı absorbe etmeli konfor sağlamalı 
6. Kullanım kolaylığı sağlamalı 
7. Sağlıklı ortam oluşturmalı 
8. Estetik olmalı güzel görünmeli 
9. Mimari şekli temizlik için uygun olmalı.

Bu niteliklerin en önemlisi sağlıklı ortamlar oluşturmak olamlıdır. çünkü insan hayatıyla direkt etkileşen nitelik budur. Bütün bu özelliklere sahip olan bir pencere yapıldığında eğer yapılabilirse iç ortam ile dış ortam arası tamamen izole edilmiş olacaktır. İç ortamdaki hava hapis olacak hava temizlenemeyecektir. Bundan dolayı iç ortamdaki rutubet kaynakları tarafından üretilen nem dışarıya kaçacak yer bulamayacaktır. Böylece sağlıksız ortamlar olacaktır. Binalarda rutubetten korunmanın amacı içeride yaşayan insanlara daha sağlıklı ortamda yaratmak, rutubetten doğacak istenmeyen etkileri azaltmak ve binanın ömrünü arttırmaktır. Binalarda rutubet faktörleri birkaç tane olup bu faktörlerin etkisiyle rutubet sürekli sapmalar gösterir. Büyük ölçüde dış hava şartlarına (dış klima) iç ortam üreticilerine iç mekanın büyüklüğüne ve hava değişimine bağlı olarak rutubet artar veya azalır. İç ortamdaki rutubet üreticileri

· Bina yapımında kalan rutubet 
· İç buhar üreticileri (banyo mutfak vs.) 
· Yaşayan canlıların çıkardığı rutubet 
· Bitkilerin çıkardığı rutubet

Halk arasında rutubet olarak adlandırılan olay, hava içerisindeki buhar halinde bulunan sudur. Aşağıda anlatılacağı gibi hava içinde ki su buharı miktarı, ortam sıcaklığına bağlı olarak değişir. Kapalı yaşam mahallerinde sıcak olan bölgelerde ısınan havanın su buharı basıncı yüksek olduğundan, soğuk bölgelere doğru akın eder. Binalarda, konutlarda veya diğer yaşanılan ortamlarda en soğuk bölgeler, dış cepheye komşu bölgelerdir. Bunlar cam, pencere ve cephe duvarıdır.

İç ortamda ısınan ve hareket halindeki hava bu soğuk yüzeylere rastladığında, içindeki su buharının bir kısmı o yüzeyde soğuşarak su olarak açığa çıkar ve yüzeylerde terleme oluşur. ülkemizin inşa edilen binalarda su buharı yoğuşması (kondansasyon) ve bu nedenle ortaya çıkan her türlü zararlara karşı önlem alınması oldukça yenidir.

2000'li yıllarla birlikte insan sağlığı ve konforu önem kazanmış, bina inşa tekniklerinde yenilikler ve farklılaştırma lar yapılmıştır. Endüstriyel gelişme sonucu meydana çıkan yeni şartlar, yapılarda yoğuşmaya sebep oluşturmaktadırlar. Eski yapılarda duvar kalınlığının fazla olması bir dezavantaj olmasına rağmen, gerekli ısı yalıtımını sağladığı gibi, genellikle emicilik (difüzyon) direnci az taş, tuğla, kireç, kerpiç, sıva gibi malzemeler kullanıldığından, su buharının içeriden dışarıya kaçısında fazla bir direnç göstermediği için yoğuşma oluşmayabiliyordu. Günümüzde modern konstüksiyon metodlarının kullanılması, duvarların incelenmesi ve taşıyıcılık (duvarlardan nefes alma) görevlerinin kalkmasına sebep olmuştur. Bu duvarlarda difüzyon sırasında buharın kolaylıkla yoğuşma sıcaklığının altına inerek su haline gelmesine ve duvarlarda terlemeye sebep olmaktadır. Enerji tasarruf ve ses yalıtımı için difüzyon direnci yüksek duvarlar gerekirken, yoğuşmayı engellemek için difüzyon direnci az duvarlar gereklidir. Bu ikilem inşaat teknolojisinde henüz tam olarak çözülmüş değildir. Bu nedenle günümüzde duvarların ısı geçirgenlik direncinin yükseltilmesi ve duvar iç yüzeyindeki terlemenin önlenmesi için duvarlar tabakalı olarak yapılmaya ve ısı yalıtım malzemeleri kullanılmaya başlanmıştır. Fakat maaliyeti arttırdığı ve işçilik için uygulamada yanlışlar yapılmakta ve alınması gerekli bir kısım önlemler alınmamaktadır.

Dış duvarların yapıyı dış etkilerden korumak amaçı ile yapılan mozaik seramik cam gibi buhar geçirmeyen malzemelerle kaplanması, içeriden dışarıya doğru hareket eden su buharının duvar içinde yoğuşmasına sebep olup kaplamalarla çatlamalara patlamalara renk değişimleri gibi bir çok arızaların ortaya çıkamasına neden olmaktadır. Eski yapılarda kat yükseklikleri mahal boyutları bugünkülerden çok fazla olduğundan insan başına düşen hava miktarı fazla, rölatif nemlilik oranıda düşük olmaktaydı. Ayrıca eski binalarda her odada ocak şömine baca gibi nemli havayı dışarı atacak sistemler mevcutken, günümüz yapılarında odaların havalandırılması yeterli olmamakta ve havanın neminin yüksek kalmasına sebep olmaktadır.

Zamanımızda daha küçük hacimlerde daha çok insan yaşamakta yemek pişirme çamaşır yıkama kurutma ve banyo olma gibi ihtiyaçlar aynı yapıda giderilmektedir. Genellikle evlerde kullanılan gaz likitgaz hava gazı ve doğal gaz gibi yakıtlar karbonhidrat asıllı olduklarından yanma esnasında önemli miktarda su buharı çıkarırlar bu da rolatif nemin artmasına sebep olmaktadır. Hep yapı elemanı gibi dış duvarlardan da iç ve dış buharı basınç farklılıklarından dolayı bünyesinden su buharı geçişi söz konusudur. Bu difüzyon olayı sırasında su buharı ısı kaybederek yoğuşur ve duvar içinde kalarak duvarın nemlenmesine neden olur. özellikle yağlı boya esaslı boyalarla iç duvarın boyanması veya plastik esaslı duvar kağıtlarının kullanılması duvarların su buharı difüzyon geçirkenliğini imkansız kılar. Binada oluşan su buharı duvarlar tarafından emilemez ve ortamdaki rölatif nem oranı yükselir. Pencerelerde, kanat-kasa aralıklarının fazla olması hava akışını (infiltrasyon) arttırır ve aşırı nemliliğin oluşmasına engel olur. Söz konusu hava akışı yapı içinde doğal havalandırma işlevi yapıp, hava içinde ki nem oranını dengeler. Oysa PVC doğramalarda ısı, ses ve su yalıtımını sağlaması amacıyla kullanılan kauçuk contalar %100 sızdırmazlık sağladığından menliliğin infiltrasyonla azalma şansını tamamen ortadan kaldırır.bu nedenle rölatif (bağlı) nem fazlalığı yoğuşmanın ve terlemenin oluşmasını arttırır.

Binaların çözülemeyen bu probleminin aşılması kullanıcıya kalkmaktadır. Kanatlar açılarak, uygun zamanlarda, periyodik olarak havalandırılması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Söz konusu havalandırma işleminin kullanıcının kontrolünde, istediği uıygun zamanlarda yapılabilmesi için en uygun sistem çift açılım sistemleridir. Ayrıca havalandırmanın nem oranını dengelemesi yanında insan bünyesinin ihtiyacı olan temiz havayı sağlaması bakımından da çok önemlidir. çift cam uygulamarında terleme olmaz diye bir kayıt yoktur. Terlemenin oluşması için ortam sıcaklığı, nem oranı ve yüzey sıcaklığı en önemli etkilerdir. Ortamdaki içindeki su buharı bulunan havanın temas ettiği yüzey sıcaklığı yoğuşma noktası sıcaklığının altında ise o yüzeyde terleme başlar. Camlarda ve duvarlarda bu nedenle terlemeler oluşur. %60 nem ihtiva eden 10ºC sıcaklığındaki havanın, camda terleme yapması için camın yüzey sıcaklığının 7ºC'ye düşmüş olması gerekmektedir. Oysa %90 nem ihtiva eden 10ºC sıcaklıktaki havaının, camda terleme yapması için camın yüzey sıcaklığının 9ºC'ye düşmesi bile yeterlidir. Yani oda sıcaklığı 20ºC ve nem oranı %95 ise cam yüzeyi 19ºC olduğunda terleme başlayacaktır. Ama yine aynı sıcaklıkta nem oranı %60 olduğunda cam yüzeyi sıcaklığı 12ºC'ye kadar terleme başlamayacaktır. Bu da demek oluyorki terlemenin önlenmesi için en etkili yöntem nem yüzdesinin daima düşük tutulmasıdır. Yapı elemanları yüzeylerinde oluşacak terlemeyi önlemek için birkaç değişik metot uygulanabilir.

· Yapı elemanlarının ısı direncini fazlalaştırmak yani bina içindeki ısıyı arttırmak (20-22ºC) gerekirse duvarlara ısı yalıtımı ilavesi yapılarak duvarın yüzey sıcaklığını arttırmak mümkündür. 
· İç havanın bağlı nem oranını azaltmak. İç ortam rutubet üreticilerini azaltmak. Havalandırma sistemleriyle ortamdaki su buharının dışarı atılmasını sağlamak. 
· İç buhar üretici kaynakların bulunduğu ortamların pencere açılması veya aspiratörler aracılığı ile havalandırılmasını sağlamak. 
· İç buhar üretici kaynakların bulunduğu ortamların kapılarını kapalı tutarak nemin diğer ortamlara taşınmasını önlemek.
· Bina içinde yaşanılan ortamlarda kesinlikle çamaşır kurutmamak, mecbur kalınıyorsa çamaşır kurutulan ortam kapısı kapalı tutmak. 
· Terleme olan yüzeyi suni olarak ısıtmak. 
· Terleyen yüzeyleri cebri olarak havalandırarak, sıcak havanın bu yüzeye hareketlenmesini sağlayıp ısısını arttırmak. 
· Bina içinde değişik yerlere ısı kaynakları koyarak, kapıları açık tutarak ortam sıcaklığının her yerde aynı olmasını sağlamak. 
· Gaz sobası katalitik gibi su buharı üreten ısıtıcıları kullanmamak. 
· Isı kaynakları üzerine çaydanlık vs. gibi buhar üretici kaynaklar koymamak, su ısıtmamak. 
· Ortamın günde en az üç kere 15'er dakika havalandırılmasını sağlamak. 
· Günün belli saatlerinde çift açılım pencereleri vasistan durumuna getirip ortamın havalandırılmasını sağlamak.

Yukarıda sıralanan önlemlere gerekli önem verilirse, daha sağlıklı ortamlara kavuşmak mümkün olacaktır.

Garantisi Varmı ?

Pencereler, bir inşaatın hem maddi hem uygulama hemde işlev olarak en önemli kalemlerinden biridir. Dolayısıyla mimar ve müteahhitler binalrında pencereyi kullanmadan önce epey düşünür, üzerinde dururlar.
Binanın görüşünü ve yalıtımını etkilemenin yanısıra durgun görünseler bile çalışan aksamı ve mekaniği olan birer cihazdırlar. Bu sebeple pencerelerin önemi düşündüğümüzden daha fazladır. Gelişen mimarı kavramlar ve inşaat teknikleri, değişen ekonomik durum ve anlayışla bu gün bir pencereden beklenilenlerin artmasını sağlamıştır. Sözgelimi kullanılan malzemelerin doğa ve çevre bağlantıları, ilk maaliyet, işletme maliyeti ve işletme maliyetine etkileri gibi ekolojik yaklaşımlar ile son çeyrek asırda kısmen pencerenin yerini alan giydirme cephe (curtain woll) ve şeffaf çatı örtüleri (skyligt) gibi başkaca özellikleri ve teknik gerekleri olan bir nevi yapının ana esprilerine yön veren imalatlardaki gelişmeler, bu beklentilerdeki önemin vurgulanmasına yeterli olacaktır.

Pencerelerin imalatında ilk olarak kullanılan malzeme doğal olarak ahşaptır, daha sonra sanayinin gelişmesi sırasıyla demir alüminyum sert PVC ve kompozit malzemeleri pencere imalatında kullanmaya yönelmiştir. Bunlardan ahşap alüminyum ve PVC dünyada pencere imalatında kullanılan malzemelerin %95'inden yüksek bir kısmını oluşturmaktadır.

Yukarıda pencerelerin tamamına yakınında çoğunlukla 3 değişik malzemenin kullandığını vurgulanmıştır. Bu malzemelerin hangi sebeplerle tercih edildiği ve pazardaki yerini belirtecek olursak öncelikle bu malzemelerin gelişmiş ülkelerdeki yerlerine bakalım;

Bize yakın olan ve teknoloji transferlerinde ilk tercih edilen Avrupa ülkelerinde sert PVC büyük bir oranla başı çekmektedir. Tüm gelişmiş ülkelerde göze çarpan husus şudur. Fiyat fiyat olarak en pahalı durumdaki alüminyum iş yeri ofis ve kamu binalarında özellikle giydirme cephe çatı şıklığı ve özel-dizayn pencerelerin, mimariye uygun olarak yapılmasında kullanılır. Alüminyum'ın konutlarda kullanımı yok. Denecek kadar azdır. Eskiyen pencerelerin yenilenmesi işinde önceleri kullanılan alüminyum bu pazarı daha çok PVC ve ahşap kompozit malzemelere bırakmıştır.

PVC ucuz ve bakım gerektirmeyen bir malzemedir. Daha çok değiştirme işlerinde ve konutlarda kullanılır. En başta ülkemizde yeni yapılanma konut imalatı gelişmiş ülkelerden daha fazla olduğu için üretilen pencerelerin çoğu değiştirme işinde değil yeni binaya takılmaktadır. PVC pencerelerin ülkemizde 14 sene gibi sene gibi kısa bir geçmişi olmasına rağmen hızla yaygınlaşmış ve irili-ufaklı 70 civarında sistem üreticisi firma bugün pazardaki yerini almıştır. PVC pencereler konutlarda, bayındırlık bakanlığı şartlarıyla yapılan resmi binalarda, otel ve hastahanelerde yaygınlaşmıştır. Fakat PVC'nin en önemli vazifelerinden birinin yaygın bir şekilde konutlarda ve resmi binalarda eski pencerelerin değiştirilmesi işinin başlatılmış olmasıdır. Böylece PVC kendine özel bir pazar oluşturmuştur.

Isı Yalıtım Değerleri
Kapalı mekanların ısıtılması ve soğutulmasında dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri, mekanın yapı elemanlarının ısı iletkenlik özelliğidir. Bina içi ısıtma ve soğutma veriminin yükseltilmesi için seçilecek en etkin yollardan biri tercihen "yalıtkan" malzemelere yönelik olmasıdır. PVC bu malzemelerden biridir. PVC'nin ısı iletkenlik katsayısı 0,13 kcal/mh C0 dir. Aynı tabloda metallerin yüksek düzeyde iletken bir malzeme olduğu ise çok açık bir şekilde görülmektedir. Bu nedenle Bayındırlık Bakanlığının, 30 Ekim 1981 tarihli yönetmenliği ile Türkiye çapında doğrama malzemesi olarak metal kullanımı kısıtlanmıştır. PVC Doğrama kullanıldığı zaman; Pencerelerdeki ısı kaybı, ahşaba göre %33-35, normal alüminyum doğramaya göre ise %25-39 oranında azalmaktadır.
Kalorifer tesisatında özellikle radyatör dilimi ve grubu azalmakta, kazan küçülmekte, ısınma ve tesisat malzemeleri düşmektedir. Diğer malzemelerin çift camlı maxsimum ısı yalıtım değerleri ise tabloda görülmektedir.
Pvc Pencere Sisteminde Isıcam kullanıldığında ısı yalıtım değeri 2.5 W/m K. Olan bu değer çoğu Avrupa ülkesinde kabul edilen standart değerlerin üzerindedir.
Pvc Pencere Sisteminde ısı tasarrufu ise %46 dır.
1. Pencereler Ne Zamandan Beri Var ?

Milattan önce 4000 yılında Persepolis kentinin evlerinin duvarlarında pencere benzeri delikler vardı. Kanat şeklinde pencereler ise, Girit adasındaki saraylarda bulunmaktaydı. Eski Yunan avlu evlerinde ise, iç avluya bakan pencereler bir sanat eseri gibi süslenmekteydi. Milattan önce 100 yıllarında eski Romalılar, cam dolgular kullanmaktaydı. Büyük pencere camlarının üretimi ilk kez 1800 yılında başladı.

Pencereler "evin gözleri" mi dir ?

Pencereler sokağa veya evlerin avlularına bakar. Pencereler açılır, kapanır, canlı veya cansız olur. Pencerelerden dışarı bakarak çevremizi algılarız. Pencereler, arkasında oturan insanların karakterini bile yansıtabilir. Penceresiz bir ev çehresizdir. Bir atasözü "gözler ruhun aynasıdır" der. Buna göre pencereler de bir evin karakterinin aynasıdır.

Pencere evin mimari yapısını etkileyebilir mi?

Evet, hem de çok önemli derecede. İçten bakıldığında bir pencere, kendimizi rahat hissedip hissetmememizi, evin veya dairenin "işlevinin" iyi olup olmadığını belirler. Dıştan bakıldığında ise, pencereler evlerin cephesini güzel bir şekilde taksim edebilir, düzeltebilir veya esnek yapabilir. Ayrıca büyük veya küçük camlar kullanıldığında evin karakterini değiştirebilir.

 

 

Pencere konusu niye bu kadar önemli ?

Günümüzde pencereler, bir evin konforu, masrafları, itibarı ve görünümü belirler. Plastik pencereler sayesinde yapısal fizik gücü ilk kez merkezi bir önem kazanmış bulunmaktadır. Gürültülü bir çevre ve azalan enerji kaynaklarının yanı sıra emniyet, değer muhafazası ve değer artımı gibi talepler, pencerelerin inşaatlarda çok büyük bir önem taşıyan yapısal eleman olmasına neden olmuştur.

Bazıları "artık plastik çağında yaşıyoruz" diyorlar. Doğru mu ?

Kesinlikle hayır. Plastik sentezi gittikçe daha mükemmelleştirilmektedir. Arzu edilen yapı malzemesinin üretilmesi artık bir gerçek olmuştur. Plastik günümüzde çelikten daha sert ve daha dayanıklı olabilmekte, cereyan iletmekte, aşırı sıcaklık ve soğukluk etkilerine karşı son derece dayanıklı olmaktadırlar. Uzay teknolojisi, otomotiv sanayii, çevre teknolojisi, tıp ve daha nice bilim dalları günümüzde artık plastik ürünsüz düşünülemez.

Her plastik aynı mıdır ?

Hayır. Plastiklerin en büyük özelliklerinden biri de, kullanım amacına göre üretilebilmeleridir. Plastiğin moleküler yapısında yapılan ufak bir değişiklik özelliklerini de büyük ölçüde değiştirmektedir. Bu nedenle pencere profillerinde de kesinlikle "plastik plastikdir" denilemez.

Plastik nedir?

Plastikler, tamamen yeni üretilmiş, fakat tabiattan "kopya edilmiş", yüksek teknik özellikleri olan maddelerdir. İlk plastik ürün olan kauçukdan üretilen sert lastikten sonra, ucuzu kitlesel ürünlerin ardından günümüze kadar çok sayıda özel ve son derece kaliteli lastikler geliştirilmiş olup, bunlar bu gün olağanüstü teknik sorunların çözülmesinde kullanılmaktadır.

PVC yapıların hangi kısımlarında kullanılır?

PVC ürünlerinin, yapı malzemesi olarak kullanılması için ruhsatname alınmış olup, mimarlar bu maddeyi iyi tanımaktadır. Borular, yağmur suyu olukları, dış kaplamalar, çatılar, ışık geçiren duvarlar, iç mimari ve kablo kanallarının yanı sıra pencere, panjur ve panjur pencerelerde PVC yaygın olarak kullanılmaktadır. Uzun ömürlü olması hem ekonomik ve hem de çevre sağlığı açısından en büyük avantajlarından biridir.

PVC diğer yapı malzemelerine kıyasla doğal kaynakları niye daha az etkiliyor?

PVC üretiminde, diğer plastik ürünlerin aksine büyük bir oranda petrol kullanılmamakta, aksine ülkemizde de bulunan tuz bazında üretilmektedir.

Petrol ve tuz PVC içerisinde sınırsız olarak "muhafaza" edilmekte ve dolayısıyla, ileride tekrar "yeni" PVC ürünleri elde edilmek için kimyasal yöntemlerle tekrar kullanılmaktadır.

PVC Nedir? (Polivinil Klorür)

Petrolün türevlerinden olan etilenin, klorlu ortamdan geçirilmesi ile elde edilen vinilklorür monomerlerinin uygun katalizör kullanılarak çok sayıda vinilklorür monumerleri biraraya getirilmesi ile polivinilklorür elde edilir.

Polivinil klorür monomenire uygun katkı malzemeleri karıştırarak, üretime hazır profil yarı mamülü haline getirilir. Elde edilen bu karışım extrüzyon makinalarında yüksek sıcaklık (~180-200ºC) ve basınç altında işlenerek, plastifiye şeklini almasını sağlamak suretiyle profiller çekilir.

Bu pahalı ürün prosesinde özenli bir çalışma, modern mixer ve extrüzyon makine teçhizatları, titiz bir kalite kontrol işlevi ile uygulanmaktadır. PVC'nin kanser yapıcı etkisi olduğu konusunda halk arasında yaygın bir kanı vardır. Oysa PVC hemen hemen bütün endüstri dallarında (oyuncak boya telefon giysi yiyecek kapları su şişeleri ve sulama boruları gibi günlük kullanım alanlarında, insan ile iç içe...) kullanılmakta olup insan sağlığı açısından hiçbir olumsuz etkisi yoktur (günümüzde hastahanelerde toplu taşıma ve kitle iletişim araçlarında, ilaç ve gıda sektörü, ev eşyalarında vb. birçok endüstriyel sektörde PVC üstünlüğünü kabul ettirmiştir).

Bu nedenledir ki PVC kullanımı, dünya çapında tüm kullanım alanlarında hızla yaygınlaşmaktadır.

PVC geri dönüşümü nasıl gerçekleşir?

Çok rahat bir şekilde. Bu sadece gittikçe daha mükemmel olan organizasyon sayesinde değil, PVC'nin kendine has özelliklerinden de kaynaklanmaktadır. PVC, eskiden beri olduğu gibi günümüzde de katkı maddesi kullanılmadan üretilmektedir. Dolayısıyla eski bir plastik pencere de tamamıyla PVC'den mamul bir penceredir. Termoplast olarak PVC'den tekrar yararlanılması ideal bir şekilde gerçekleşmekte ve bu eski ürünlerden yeni pencere profilleri üretilmektedir.

PVC PENCERELERİN TEMİZLİK VE BAKIMI NASIL YAPILIR?

Montajından sonra varsa sıva ve badana tadilatları yapılır. Koruyucu bant çıkartılır bandın uzun süre sıcağa ve güneş ışığına maruz kalması profil yüzeyine kaynamasına neden olacağından çıkartılmasını güçleştirir. Bunu önlemek için bantları serin havada çıkartmak gerekir. Aksi halde 55 C ye kadar ısıtılmış ince bir yağın bant yüzeyine sürülerek 4-5 saat bekletilip sonra çıkartılması daha uygun olur.

· Profillere yapışmış boya, harç gibi maddeler hemen ama kazınmadan özenle temizlenmelidir.

· Temizlerken kullanılan deterjanların aşırı partikülü olmamasına dikkat edilmeli, sıvı veya krem olanlar tercih edilmelidir. Metal donanımlı su veya sabunla temasından kaçınılmalıdır.

· PVC sistemleri çözücü veya ağartıcılarla temizlenmemelidir.

Yoğun yağışlı hava şartlarında dahi su tahliyesini güvenle sağlayan su kanalları zaman zaman temizlenirse daha iyi sonuç verir.

İspanyoletlerin rahat işlemesi açısından yılda bir kez yağlanmalıdır. Böylelikle erken aşınmada önlenmiş olur. Bu iş için gres yağı idealdir. Donanımların zarar görmemesi için tüm ayarların yetkili bayilerimizce yapılması gerekir.

Nem havadaki su buharıdır ve hava sıcaklığına bağlı olarak değişiklik gösterir. Nem cam benzeri soğuk yüzeylerle karşılaştığında su halini alır ve terleme oluşur. Ahşap doğramaların mevcut kasa-kanat aralıkları terlemeyi engeller. PVC sistemlerindeyse contalar sayesinde terlemenin hava akımıyla yok olması söz konusu değildir. Bu yüzden uygun zamanlarda kanatların açılarak PVC'li mekanların havalandırılması gerekmektedir . Bu aynı zamanda sürekli temiz hava sirkülasyonu ve dengelenmiş nem oranı anlamına geldiğinden sağlık açısından da önemlidir.

Yapı elemanları yüzeyindeki terlemeyi önlemek için;

1. İçerdeki ısı 20-22 C dolaylarında olmalıdır.

2. Yapının banyo-WC gibi yoğun su kullanılan bölümleri Pencere ile havalandırılmalıdır.

3. Yemek pişirilirken açığa çıkan su buharı ocak üstü aspiratörlerle giderilmelidir.

4. Günde en az 4-5 defa havalandırılmalıdır.

Diğer ülkelerde de plastik pencere var mı?

Almanya plastik pencere üretiminde şüphesiz 1 numaradır. Gelişme ve ilerleme buradan başlamıştır. Aşırı iklim şartlarına maruz kalan diğer ülkelerde çeşitli ağır şartlar altında pencereler denenmiştir. Türkiye'de de son yıllarda büyük oranda plastik pencere kullanılmaya başlanılmıştır. Plastik pencere fikri günümüzde tüm dünyaya hızlıca yayılmaktadır.

Plastik pencerelerin hepsi aynı değil mi?

Hayır. Dış görünümleri aynı olsa bile tamamen değişik olabilir. Yapı malzemesinin kalitesi, sağlamlığı ve dayanıklılığı, konstrüksiyon ve işleme kalitesi profilin yapılış tarzı, sızdırmazlık sistemleri ve sistem çeşitleri gibi farklı olabilir. Montajda hata yapılmaması ve yapıya uygun bir şekilde dahil edilmesi de büyük önem taşımaktadır.

Pencerelerle ilgilenen özel araştırma merkezleri var mı?

Evet, örneğin Pencere Tekniği Enstitüsü, Güney Almanya Plastik Merkezi, Plastik İnşaat Malzemeleri Enstitüsü vs. gibi. Araştırmanın yanı sıra profil ve pencere kalite kontrolü ve sistemlerin gerçekteki şartlara uygunluğunun denenmesi önde gelmektedir. Bu tarafsız kontroller, firma dahili kalite garanti sistemini desteklemektedir.

Karolajlı pencere nasıl kullanılır ?

Her şeyden önce pencerenin, evin orijinal mimarisine, iç mimarisine ve çevre görünümüne uyması önem taşımaktadır. Şayet karolajlı pencereler çoğunlukta ve uymakta ise pencere değiştirilirken gene karolajlı camlar kullanılması uygun olur.
Buna karşın modern binalardaki büyük pencerelere karolajlı cam takılması normalde uygun olmaz. 

Pencere konusunda uzmanlaşmış bir işletmenin yararları nedir?

İster değiştirme işleri olsun, ister yeni inşa edilecek bir yapı olsun, bu şahıslar planlarınıza mutlaka dahil etmeniz gereken birer uzmandır. Yapacağınız kişisel görüşmelerde, kullanım amacınız ses ve ısı koruması konusundaki kişisel arzularınızı kusursuz bir şekilde yerine getirecek en emin ve en ekonomik pencere konstrüksiyonunu belirler. 

Referans binalar gösterir ve sizin için bağlayıcı olmayan proforma fatura düzenler. 
İhaleyi kazandığında, sorumluluğu üzerine alır. Pencereleri açar, üretir ve vaktinden mükemmel bir şekilde yeni pencerelerini takar.

Pencerenin nasıl kullanılacağını gösterir ve ileride de müşteri hizmetini sunar.

Gerçekçi bir soruya gerçekçi bir cevap: Isıtma masraflarında ne kadar tasarruf edilebilir?

Pencerelerin cam alanı itibarıyla, eski ve basit camlı pencerelere kıyasla ısı kaybı eski rakamın %25'nin daha altına düşürülebilir. Bunun için özel ısı koruyucu camlar kullanılması gereklidir. Fakat özel izole camlarla da ısı masraflarınızı hissedebilir bir şekilde azaltabilirsiniz.

 
Bazı insanlar hava sızmalı pencere istiyor. Bu garip fikir akıllarına ne#567AB1en geliyor?

Her zaman ihtiyaca uygun havalandırma alması mümkün olmadığından, bazen zorunlu havalandırmalı pencereler arzu edilmektedir. Sızdırmalı pencerelerdekinin aksine, tam planlı bir şekilde öngörülen havalandırma aralıkları, kritik olan pencere bağlantı yerlerinde rutubet oluşmasını önlemektedir. Fakat burada "oda havalandırması" söz konusu değildir.

Soğuk mevsimlerde havalandırmanın en akıllı şekli nedir?

Bunun en iyi yolu, yaklaşık 10 dakika boyunca diyagonal (köşegen) havalandırmadır. Bu süre zarfında ev içerisindeki eşyalar soğumamaktadır. Sağlıklı bir oda hijyeni (sağlığı) için gereken miktarda havanın, sızıntılı pencerelerin aralıklarından girmesi olanaksızdır. Sürekli havalandırmada ise, hava değiş tokuşu düşük, enerji sarfiyatı ise çok yüksek olmaktadır.

Farklı pencere malzemelerinin ısı koruma özellikleri nasıl?

Plastik ve ahşabın ısı izolasyonu son derece iyidir. Başka bir değişle fazla ısı geçirmez. Buna karşın alüminyum bunlardan 1000 kattan daha fazla ısı geçirir. Alüminyum deki soğukluk köprüleri normalde aralarına plastik eleman yerleştirilerek koparılmaktadır. Profil konstrüksiyonunun yanı sıra kullanılan cam tipi de büyük önem taşımaktadır.

 

 

Her türlü pencerede kış mevsiminde bazen terleme ve ıslanma oluyor. Bu durum yeni PVC pencerelerde n

Tek camlı pencerelerde kondens (yoğunlaşma) suyu ve "buz çiçekleri" oluşur. Bunu sebebi camın çok soğuk olması ve odanın rutubetinin kondense olmasıdır. Modern pencere profillerinin ve bunlarda kullanılan normal izole camların ısı koruma oranının çok yüksek olması nedeniyle, terleme suyu oluşmasını pratikte önlenmektedir.

PVC KANSER YAPAR MI?

Bu konuda (1) VC monomeri ve (2) kullanılan katkı maddeleri olarak iki farklı konuda bilgi aktarımı gerekmektedir. (1) VC Monomeri: PVC, petrol ve tuz'dan ilk aşamada üretilen Vinil Klorür (kısaca VC) monomerinin tam polimerleştirilmesi ile elde edilir. Yaklaşık 20 senedir, belli doz'un üzerinde doğrudan VC alımının karaciğerler'de '' odaklanan özel bir kanser türüne yol açtığı bilinmektedir. Bu nedenle de, VC üretilen fabrikalarda gaz ortamında 2 ppm (milyonda iki kısım)' dan fazla Vc bulunmasına izin verilmez. Bu miktar , son yıllarda, emniyet olarak 1 ppm değerine indirilmiştir. Yine de eklemek gerekir ki, günümüzün gelişen teknolojileri sonucu tüm dünyadaki mevcut PVC fabrikaları, kontrollü kapalı sistemlerde çalışır, gelişmiş ölçüm sistemleri ile devamlı izlenir ve VC ile dış ortamın hiç bir şekilde teması veya sızma olması, söz konusu değildir. Nitekim, Dünya Sağlık Örgütünün raporlarına göre, 1978 yılından itibaren hiçbir ülkede VC'ye bağlı herhangi bir sağlık sorununa rastlanmamıştır. Ancak, bir hususa da dikkat çekmek gerekir: eğer VC'den PVC üretilirken polimerleşme dikkatli yapılmaz ise, bir miktar VC; üretilen polimer PVC'nin içinde kalabilir. Haklı olarak kamu oyunda tedirginlik yaratan hususların başında PVC içinde kalabilen VC gelmektedir. Ancak günümüzde, itina ile uygulanan polimerleşme sonrasında elde edilen ürün olan PVC, VC açısından herhangi bir sağlık sorunun yaratmıyacaktır.
Günümüz profil üreticilerinin yine de kullandıkları PVC'nin içindeki VC miktarlarını düzenli olarak izlemeleri gerekmektedir.

(2) Katkı Maddeleri: PVC'nin, örneğin profil olarak işlenmesi öncesi, dayanıklılığı arttırmak amacı ile ''darbe arttırıcı, impact modifier'', ısı ve ışık dayanımını yükseltmek amacı ile bazı (genellikle Baryum, Kadmiyum, Kalay ve Kurşun esaslı olan bazı ağır metal tuzları) ''stabilizörler ve pigmentler'' (genellikle Titanyum esaslı); ayrıca ''çeşitli dolgu maddeleri'' (örneğin, stearik asitle kaplanmış kalsiyum karbonat) ile işleme akmayı kolaylaştıran katkılar ve kaydırıcılar kullanılır. PVC profil yüzeyine herhangi bir özel işlem uygulanmaz; ancak özel yüzey renkleri (örneğin ahşap rengi) elde edilmek istendiğinde bazı akrilik tabakalar yüzeye özel bir işlemle eklenir. Bilindiği gibi, kurşun türünden ağır metaller ve tuzları, vücutta biriktirdikleri sürece tehlikelidir. Belirtilen katkı maddelerinden özellikle zehirli olarak dikkati çeken kurşunlu bileşiklerle ilgili olarak, bunların 19702li yıllardan beri profil imalinde kullanıldığı ve günümüze kadar herhangi bir etkilemenin rapor edilmediği bilinmektedir. Tersine, kurşun bileşiklerinden belli oranlara kadar katılarak üretimiş PVC boruların, içme suyu şebekelerinde dahi kullanımına izin verilmektedir.

Kanserojen etkisi bilinen Kadmiyum katkılı PVC'lerin, özellikleri PVC uygulamaları konusunda aşırı hassas olan AT ülkelerinde, pencere profili olarak kullanıldığı bilinmektedir.Amerikan İlaç Birliği (FDA) tarafından toksit olmadıkları ve profillerin dış etkilere olan dayanımını arttırdığı bilinen kalaylı ve çinko'lu katkılar da önerilmektedir.

Kısaca, PVC'de kullanılan tüm bu katkıların, kullanılan sınırları için, insan sağlığına herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

PVC KAPI VE PENCERELERİ KOKU YAPAR MI?

Kullanılan PVc pencere ve kapılar, katı haldedir ve oda sıcaklığında herhangi bir gaz çıkışının olması beklenemez. Bununla birlikte, PVC profillerinin takıldığı yerlerde, bir kokunun varlığından bahsedilir ve tedirgin olunur. Her yeni malzemede olduğu gibi, PVC profillerde de imalat ve nakil vb. nedenlerle üzerine sinmiş olan koku olabilir, ancak bu kısa sürede yok olur. PVC profilleri, yapılan test sonuçlarınında gösterdiği gibi, hava ve su sızdırmazlığı açısından mükemmel'dir; dolayısıyla odanın içinde sonradan oluştuğu söylenen her tür koku, bu üstün ''sızdırmazlık'' nedeni ile, ahşap malzemede olduğu gibi, dışarıya sızamaz ve bu nedenle zamanla yoğunlaşarak artabilir. PVC profil taşıyan pencerelerin, zaman zaman açılarak odanın havalandırılması, şüphesiz sağlıklı olacaktır.

PVC pencereleri niye çevre sağlığı açısından örnek sayılıyor?

Bunun çok çeşitli nedenleri var. PVC büyük oranda tuzdan üretilmektedir. Bu yapı malzemesinin ve pencerelerin üretiminde az miktarda enerji kullanılmaktadır. Eski pencerelerden kalan PVC'ler örnek bir şekilde geri dönüşüm sistemine dahil edilerek yeniden kullanılmaktadır. PVC son derece uzun ömürlüdür. Beyaz plastik pencerelerin boyanmasına gerek kalmaz. Sızdırmaz olmaları, uzun vadeli olarak ısı enerjisi tasarrufu sağlar ve ısıtmanın neden olduğu zararları ve çevreye yayılan zararlı maddelerin miktarını azaltır.

Doğal hammaddelerin korunması: PVC'de büyük oranda rahatlıkla elde edilen tuz kullanılmaktadır.